Van Günlüğü 2. Gün

6 Nisan 2012


“Halıma basma :)

Sabah 7.30 da kahvaltı için otelin restorantına indik diğer asistan ile. Biraz sonra da Mehmet Hoca katıldı bize. Bugünkü trafik yoğun olacaktı. Protokol ziyaretleri vardı. İl Sağlık Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Van Valiliği vardı listemizde. İlgili kurumlara hem projemizi anlatacak hem de pazartesi (9 Nisan) tarihinde Halkalı köyünde Yeryüzü Doktorlarının Adıyaman’dan gelecek bir milletvekilinin (kendisi de bir Yeryüzü Doktorları gönüllüsü imiş) katılımıyla gerçekleşecek ağız sağlığı etkinliğine onları davet edecektik.

İlk olarak İl Sağlık Müdürlüğüne gittik. Bürokrasinin gereklerine göre hareket ediliyordu. Yani her şey olabildiğince yavaş ve kademeliydi. İlk önce sağlık müdürlüğündeki bir birimin özel kalemi ile görüştük. Kendisine projemizi anlattık. Ondan sonra derin sohbetlere dalındı. Özellikle de organik bal üzerine faydalı bilgiler aldık kendisinden J Daha sonra Halk Sağlığı Birimi Müdürü ile görüştük. Kendisi oldukça enteresan biriydi. Hoş sohbetti. Bize uzun uzun fizik sevdasından, Boğaziçinde Fizik okuma uktesinden bahsetti. Daha sonra projemizde yardımı dokunacağını düşündüğü akıl ve ruh sağlığı ile ilgilenen bir bayanla tanıştık ve sohbet ettik. Nihayet İlk Sağlık Müdürü Bilal Beyle görüşebildik. Kendisine projemizi anlattık ve ilgili etkinliğe katılması için davet ettik. Olağandışı bir şey olmadığı sürece katılabileceğini belirtti.

İkinci durak olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğüne geçtik. İlk önce müdür yardımcısı ile görüştük ve davetimizi kabul etti. İGEDER’den İsmail Hocanın selamını iletmek için Ebubekir Bey’i aradık. Lakin kendisini bulamadık. Daha sonra sıra İl Milli Eğitim Müdürü ile görüşmeye gelince bizi bahçedeki bir konteynıra yönlendirdiler. Şaşırmıştık. Müdür yardımcıları binadayken neden müdürün odası bir konteynırdaydı ki? Bunun yanıtını da müdürün sekreterinden aldık. İl Milli Eğitim Müdürlüğünün A bloğunda normalde müdürün ve birçok birimin odası varmış ama depremde fazla hasar oluştuğu için binayı boşaltmışlar. Müdür yardımcıları ile görüşmek için girdiğimiz B blokta ise birkaç kişinin odası varmış. Diğer bütün birimler bahçelere konulan konteynırlarda çalışıyormuş. Neyse, İl Milli Eğitim Müdürü de etkinliğe katılacağını bildirdi ve biz de oradan ayrıldık.

Üçüncü ve son protokol durağımız Van Valiliğiydi. Asıl bürokrasiyi ve gariplikleri burada gördük J Birkaç yere geliş nedenimizi bildirdikten sonra bizi vali makamına aldılar ama görüştüğümüz kişi özel kalem oldu… Bizi dinlerken sık sık konuşmamız, çeşitli kişilerin içeriği girip çıkması yüzünden kesildi. Misafirlere gösterilen bu tutum hepimizi rahatsız etmişti. Uzun uğraşlar sonunda meramımızı anlatabildik ama valinin çok meşgul olduğundan dolayı katılamayacağını öğrenebildik sadece. Özel kalem valinin sağlıktan sorumlu yardımcısı ile görüşmemizin bizim için daha uygun olacağını söyledi ve bizim için saat 14.00 a randevu aldı. Tam makamdan çıkarken koridordaki “kırmızı halıya” bastık diye “halıya basmayın!” diye bir uyarı aldık. Sebebini sorunca da o halıya “sadece” valinin basabildiğini öğrendik :)

Cuma vakti de yaklaşmıştı. Yeryüzü Doktorları beni ve diğer asistan arkadaşı otele bırakıp Cuma’ya gittiler. Cumadan sonra hep beraber ev yemekleri yapan bir yerde öğle yemeğimizi yedik. Ondan sonra da projeye başlayacağımız ilk okul olan Güveçli İlköğretim Okuluna gitmek üzere yola çıktık. Güveçli İlköğretim Okulu 6-7 okulun sabah-öğlen ayrılarak ders yaptığı bir okuldu. Şartları oldukça kötüydü ve okulun için çok tozluydu. Rehber öğretmen ve müdürle görüşüp 5/A sınıfına girdik hep beraber. Çocukların motivasyonu çok iyiydi, oldukça saygılı ve naziktiler. Çocuklarla tanışıp “Duygu Yarışı” adını verdiğimiz oyunla programımıza başladık. Çocukların bazıları yarış sırasında sinirden gülüyordu. Daha sonra “Travma Testi”, “Kelime Türetmece”, “Aileni Çiz” ve “Cümle Tamamlama Testi” ile devam ettik. Vakit kalmadığı için “Nesi Var” adlı oyunumuzu oynayamadık. İşimiz bittikten sonra bizi almaları için Yeryüzü Doktorlarını bekledik. Bu arada da müdür beyle çay içip sohbet ettik.

Doktorlarla beraber otele döndüğümüzde biraz dinlenip akşam yemeğine geçtik. Yemekten sonra da değerlendirme toplantımıza başladık. Elimizde 31 tane travma testi sonucu, 31 tane resim ve 31 tane de cümle tamamlama testi vardı. Aslına bakılırsa sonuçlar hiç iç açıcı değildi. Sonuçlara göre 31 çocuktan 22si risk altındaydı. Bu durum bütün ekibin moraline de yansıdı haliyle. Ve daha önümüzde taramamız gereken yüzlerce çocuk var… sonuçları risk derecesine göre okulların rehber öğretmenler ve sağlık müdürlüğü ile paylaşacağız.

Yorumlar