9 Nisan 2012
“Taziye evi…”
Van’da 5. günümüz. Bugün
Halkalı köyüne gittik. Biraz uzak, her yerde yıkılmış yapılar olan ufak,
evlerin sıkışık olduğu bir köy burası. Köyde ilk gideceğimiz yer taziye evi.
Biraz köyün içinde taksiyle turladıktan sonra nihayet bulduk evi. Ev iki konteynerin
birleştirilmesinden oluşmuş. Evin erkeklerinden birinin de inşaat tecrübesi
sayesinde iki konteynerin kesiştiği yer giriş halinde düzenlenmiş. Ev sahipleri
ile girişte oturduk. Tanıştık, muhabbet ettik. Ortaya harika bir köy kahvaltısı
kurdular. Gayet ikramcıydılar. Ama düşünmeden de edemedik inşallah bizim için
kendilerini zor durumda bırakmamışlardır.
Taziye evinden sonra
Halkalı İlköğretim Okulu’na geçtik. Okulun durumu tek kelime ile içler
acısıydı. Okul 4 tane küçük yapıdan oluşuyordu. Binalardan birinde idari oda
vardı. Diğerinde 1, 2 ve 3. sınıflar. Üçüncüsünde de 4 ve 5. sınıflar. Son yapı
da tuvaletti. Her kademeden tek sınıf vardı…
Sıra geldi öğrencilerin
ruh sağlığı taramalarını yapmaya. Merve 4 ve 5. sınıflara girdi. 2 kademe
birleştirilmişti. Mehmet Hoca yine birleşik halde olan 2 ve 3. sınıf
öğrencilerinin bulunduğu sınıfa yöneldi, bana da 1. sınıf kalmıştı. Sınıfın
durumu çok kötüydü. Çocuklar üst üste oturuyordu nerdeyse. Kutu gibi bir
sınıftı. Soba vardı ama yanmıyordu. Çocukların çoğunun montu ve kışlık
ayakkabısı yoktu. Birçoğu ya öksürüyor ya burnunu çekiyordu. Çocuklar birçoğu
yazmakta ve okumakta çok zorlanıyorlardı. Bu yüzden tarama testlerinde
zorlandılar. Hepsiyle tek tek ilgilenerek yaptık.
Biz çalışmalarımızı
yaparken Yeryüzü Doktorlarının etkinliğinin saati gelmişti. 2 katlı bir binanın
2. katında (bir kahvehane) olacaktı
program. Çocuklar ve köylüler gelmişti ama protokol ve medya bekleniyordu. Ama
çok ilgilenmelerine rağmen sağlıktan sorumlu vali yardımcısını aramızda göremedik.
Adıyaman milletvekili Mürteza Bey ise teşrif etmişlerdi. Çocuklarla yakından
ilgilendi kendileri. Onlara kitap, diş fırçası ve diş macunu dağıttı. Biz de
çocuklara kraker, gofret ve meyve suyu dağıttık. O kadar kibardılar ki tek tek
her seferinde teşekkür ettiler :)
Protokol konuşmalarından
ve röportajlardan sonra tekrar okula geçtik. Yarım kalan etkinliklerimizi
yaptık. LORBİ’den Sinem Hanım ve fotoğrafçı Ali İhsan Bey ile röportaj yaptık.
Onlar medya için video ve fotoğraf çekimi yaptılar. Bütün işimizi bitirdikten
sonra Ali İhsan Bey bize Van Gölü manzarası tattıran bir yolla bizi otele
getirdi. Yolculuk sırasında Van Gölü’nün yanında mola verdik ve bol bol
fotoğraf çekindik manzaradan istifade etmek için. O esnada ailesi ile piknik
yapan bir beyefendi de hiç tereddüt etmeden çağırdı bizi sofrasına :) Teklifi kibarca reddederek yolumuza devam ettik.
Öğle yemeğimizi yiyip
otelde dinlenmeye başladık. Akşam yemeğinde tekrar bir araya geldik. Yemekten
sonra da Sinem Hanım ve Mustafa Bey’den ayrılıp restorandaki köşemize çekilip
başladık çalışmaya. Yaklaşık 23.30’a kadar süren çalışma sonunda uyumak için
odalarımıza çekildik.
Yorumlar
Yorum Gönder